Hata mesajı

Deprecated function: Array and string offset access syntax with curly braces is deprecated in include_once() (line 20 of /home4/cartech/public_html/sehirtiyatrosu.com/includes/file.phar.inc).

Sponsorlar

Paylaş

Premier Tarihi: 
16. Ocak 2014 - 20:00
Yer: 
Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi
Yazar: 
David Gieselmann
Çeviren: 
Sibel Arslan Yeşilay
Yönetmen: 

Oyun Takvimi

28 Aralık, 22:45
Konu: 
Kaos araştırmacısı Ralf Droht ve sevgilisi Sarah Dreher heyecanda son noktayı aramaktadırlar. Yemeğe davet ettikleri Bastian ve Edith Mole’ye işlemiş oldukları bir cinayet hikâyesi anlatarak belki de boş yere eziyet etmeye başlarlar. Kurban olduğunu iddia ettikleri kişi ise, Sarah ve Edith’in yerinde çalışan Bay Kolpert’tir. Droht, cesedin odadaki sandıkta olduğunu söyler. Bunun bir şaka olduğunu düşünmelerine rağmen, sandıktan gelen sesle Mole çifti bu hikâyeye inanmaya başlarlar. Edith, Bay Kolpert’le yerinde bir ilişki yaşadığını anlatır. Oyunun hilesi, sürekli hikâyelerin değişmesidir, böylece kimse bir diğerinin doğruyu söyleyip söylemediğini anlayamaz. Zavallı bir pizzacı da bu garip partinin kurbanı olur.
 
Oyun Üzerine Notlar:
 
David Gieselmann, Bay Kolpert’te, bir tiyatro ve sinema klasiği olan "İp"te (Rope) hafif alayla karışık anlatılan olaya çılgın bir biçimde yaklaşıyor. Bay Kolpert konformizmin uyuşturduğu günümüz toplumunun “insanlığını hissetmek için” şiddete başvurmasını ve insanlıktan çıkmasını komedinin renkli diliyle anlatıyor. Oyun oldukça farklı kültürel yaklaşımları ortaya koyarken, öyküsel bir şüphe uyandırıp, bazı sosyo-politik hatta sosyo-dini yorumlar doğurabilmekte.
 
Oyunun diğer özel yanı hem geleneksel hem de post modern olmasıdır. David Gieselmann, bilinçli bir ahlakçıdan öte, insanların yitirdikleri duygularını yeniden bulabilmeleri için, onları uçlara iten ve duygularının ölümüne sebep olan şeyin şehir yaşamı olduğunu söyler.
 
Metnin temel meselesi birini öldürmenin sandığımız kadar kötü olmayabileceği fikrine dayanıyor. İnsanın kutsiyetini yitirdiği bir dünyada öldürmenin sıradanlaşmasını, kötülüğün aklileştirilmesini, konformizmin tehlikelerini sorgulayan David Gieselmann uçlarda dolaşmaktan, zihinleri zorlamaktan kaçınmayan bir yazar. Oyunun omurgası da onun sarsıcı yaklaşımına uygun.
 
Her şeyin tekdüzeliğe hapsolduğu bir dünyada öldürmek değişik bir fikir olarak addedilip önem kazanıyor. Birini öldürmek için sebebe gerek var mı? Ya da şöyle sormak lazım. Birini öldürmemek için ne engelimiz olabilir? Oyun hiçbir şekilde ölümü, öldürmeyi kutsallaştırmıyor. İnsanoğlunun kendine ve başkasına bakışında geçtiği dönemeçleri, vicdanının yaşamındaki yerinin ve ağırlığının neden azaldığını, ön kabullerinin kolaylıkla nasıl değiştiğini, mazerete bile ihtiyaç duymaksızın kötülüğü nasıl meşrulaştırdığını yeniden sorgulamamızı sağlıyor.
 
Peki, Bay Kolpert kimdir? Üçüncü sayfa haberlerinde adı geçen, kısa sürede varlığını unuttuğumuz kişi.  Hayatı nasıl ani  bir noktayla sona ermişse ismi de öyle yazılan kişi.  Önce kanımızı donduran, sonra kanıksadığımız, göz ucuyla okuyup sayfayı değiştirdiğimiz cinayet haberlerinde adı geçen kurban Bay Kolpert. Yani herhangi birimiz.