Farklı kültürlerin barış içinde yaşadığı Yugoslavya'nın sömürü düzeninin kontrolüne geçerken yaşadığı dönüşüm, insanların bu dönüşüm içinde karşıt fikirleri barındıran bireyler olarak ortaya çıkışı, birbirlerini öldürebilecek şekilde kinle doldurulmaları ve yeni dünya düzeninin bu durumun ortaya çıkışındaki tetikleyiciliği eleştirel bir bakış açısıyla gözler önüne seriyor.